KAŞAĞI HİKAYE ÖZETİ
Annem, İstanbul’a gittiğinden benim küçük kardeşim Hasan, Dadaruh ve ben çok güzel
vakit geçiriyorduk. Dadaruh babamın at bakıcısı. Her
sabah atların yanına giderdik. Atlara bayılıyorduk.
Dadaruhla atlarla
gezintiye çıkmak, sırtlarında dolaşmak oldukça eğlenceliydi. En güzeli ise kaşağı ile tımarlamak. Hep özenmişimdir o tımarlamya. Her keresinde Dadaruh’a ben de yapacağım, ben de istiyorum deyip
söylesem de Dadaruh hep aynı şeyi derdi: Boyun ata ulaşınca
sen de yapacaksın, küçüksün derdi.
Birkaç sefer beni kucağına alıp yaptırmıştı, lakin onun
gibi yapamıyordum. Bir gün Hasanla Dadaruh gölün kıyısına gitti. Fırsat mı o fırsat evde bir başıma hemen kaşağıyı aramaya gittim. Annemin
İstanbul’dan getirdiği parlak kaşağıyı buldum. Hemen atların yanına gittim .
Fakat
beceremiyordum. Atlar tepinip
duruyorlardı.O zaman fark ettim ki
kaşağının dişleri çok sivri, acıtıyor olabilir. Duvara sürtmeye başladım. Lakin
dişlerini mahvettim. Bozuldular. Çok öfkelendim . Öfkemi neyden çıkaracağımı
bilemeyince, hemen ilerideki çeşmeye gittim. Kaşağıyı onun üstüne koyup, büyük bir taşla üstüne tüm kuvvetimle vurup parçaladım. Sonra da kaçtım.
Artık kaşağı yoktu . Babam ertesi sabah
erkenden ahıra uğradı, ben yine ahırda
yalnızdım. Hasan evde hizmetçi ile beraber
duruyordu. Babam çeşmeden parçalanmış kaşağıyı gördü. Dadaruh’u yanına çağırdı,
bağırdı. Dadaruh şaşkındı, bir şey görmediğini
söyledi. Ben de Hasan yaptı diye bir iftira attım ona .
Babam bağırarak Hasan ‘ ı çağırdı. Kaşağıyı neden kırdın
diye bağırdı. Hasan kendini savundu. Babam ona sormakta ısrar
etti, Hasan da aynı durumu yineleyince babam ona hızlı bir şamar attı. Hasan ağlayarak oradan çıktı.
Artık dışarı çıkması yasaktı. Annem gelse de durum pek değişmedi. En sonunda Hasan üzüntüden hastalığa yakalandı… “Kuşpalazı” hastalığına yakalandığını söylediler. Ertesi sabah
hizmetçimiz Pervin’i ağlar iken buldum. Niçin ağladığını, kardeşimin çok iyi olacağını
söyledim. “O iyi olmayacak, dedi. O Zaman Ağlamaya başladım. Benim suçumdu.
O gece rahat etmedim. İtiraf vakti çatmıştı. Gece Hasan ‘ ın yanına gidecektim.
Pervin’i uyandırıp durumu anlattım. Sonra da Hasanın yanına
gideceğimi söyledim. Uyuyorlar deyip göndermedi. Ertesi gün uyanır uyanmaz hemen Hasan’ a koştum. Lakin suçsuz
kardeşim iftiramın açtığı sebeple , ölüme kurban
gitmişti.
0 yorum:
Yorum Gönder
AŞAĞIDAKİ YORUM YAPMA BİÇİMİNİ ANONİM YAPIP YORUM YAPABİLİRİSİNİZ.YORUMLARINIZ BİZİM İÇİN ÇOK DEĞERLİDİR.